DOLAR: 32.5 TL
EURO: 34.9 TL

Kedilerde Astım

8 yıl önce
4.713 kez görüntülendi

Kedilerde Astım

Astım, alerjenlerde dahil olmak üzere, çeşitli uyaranlara karşı artan bir hassasiyet nedeniyle alt solunum yollarının akut veya kronik yangı halidir.

Astım, hırıltılı solunum ve dispne ile sonuçlanan, ancak belirgin yangısal içeriğin yer aldığı reverzibl bir bronkokonstriksiyon şekli olarak tanımlanabilir. Ev tozu akarları, hava kirliliği, sigara dumanı,
halı temizleyicileri, hava tazeleyici kokular ve deodorantlar/spreyler, mevsimsel polenler gibi inhale edilen allerjenlere karşı olası Tip I veya Tip III hipersensitivite reaksiyonunu içermektedir. Solunum sistemi infeksiyonlarının hastalıktaki rolü göz önünde bulundurulmalıdır. İnfeksiyöz olmayan  Solunum sistemi hastalıkları akciğer ve havayolları içerisine eozinofil infiltrasyonunun olduğu, astıma benzeyen diğer hastalık  proseslerinin (akciğerde parazitizm) neden olduğu hastalıklardır, ayrıca
idiyopatik pulmoner fibrozis gibi kronik akciğer hastalıkları kronik astıma benzerlik gösterebilir.

Astımın klinik belirtileri oldukça değişkendir. Ancak paroksimal görünüm,
öksürük, hırıltılı solunum, çıtırtılar, dispne, taşipne ve ortopne’yi içermektedir.
Ağır vakalarda kaburga kırıkları ve
pnömotoraks şekillenebilmektedir.
TANIDA ÇOK FAZLA SORU İŞARETİ
Hasta sahibinden alının anamnez  ve klinik belirtiler genç ve orta yaşlı kedilerde ve özellikle siyamlarda anlamlıdır. Solunum yolu örneklerinde eozinofillerin varlığı allerjik reaksiyona
işaret edebilir (durumun parazitik olduğu kanıtlanmadığı taktirde) ancak bu vakalarda her zaman
nötrofil ile birlikte bulunmadığından yaygın değildir. Radyografik bulgular genellikle bronşiyal patern
göstermektedir, ancak bu durum interstisyal olabilir. Hava ile aşırı şişme, diyaframın düzleşmesi ve
orta akciğer lobunun kollabe olması,akciğer sahasının hiperlüsentliği yaygın değildir. Dolaşımda eozinofili saptanabilmektedir. İntradermal test aracılığıyla ya da serum alerjen spesifik IgE tayini ile alerjenlere maruz kalmanın saptanması yanlış pozitiflik nedeniyle çok önemli değildir.
Tedavi
Deksametazon, oksijen ve bronkodilatatörlere verilen çabuk yanıt, kedilerde astımın tanısı için
oldukça anlamlıdır. Tedavi klinik belirtilerin şiddetine ve sürekliliğine bağlıdır ve hasta sahibinin yatak odası (insana ait deri döküntüsü ve ev tozu akarları) hariç tutulduğunda, bu durum tedaviye yardımcı olmaktadır.Evde kullanılan aerosol ürünler ve tozlu kedi kumu gibi diğer hastalık arttırıcı etkenlerin uzaklaştırılması ve parazitizmin tedavisi ihmal edilmemelidir.
EOZİNOFİLİK AKCİĞER HASTALIĞI
Eozinofiller parazitizm ve alerji ile ilişkili olmasına rağmen, örneğin hiçbir neden bilinmediği durumlarda bile dokuda eozinofili saptanabilmektedir. Bu hastalık durumu köpeklerde hemen hemen
tüm eozinofilik bronşit ve pnömonili vakalarda rastlanmaktadır, buna rağmen kedilerde allerjik
reaksiyon astım kompleksinin altta yatan problemlerinden biri olarak varsayılmaktadır. Havayolu/
akciğer eozinofilisini belirlemek için bronkoalveolar lavaj içerisinde eozinofilleri saptamak gerekmektedir,  ancak hücreler akciğer dokusunun ince iğne aspirasyon biyopsisiyle bulunabilmektedir. Bununla beraber, BAL (bronkoalveolar lavaj) genellikle yeterlidir, hiçbir hücre bulunmadığı zaman, teknik düzgün bir şekilde uygulandığında, vakit kaybetmeden bu durum vakanın zamanında saptanmasını sağlamaktadır. Buna rağmen BAL eozinofilinin derecesinin
hastalığın safhası ile ilişkili olması muhtemeldir ve iki hastalığın zamanlama noktaları arasında farklılık olabilmektedir. Bu durum yanlış negatif sonuçlara neden olmaktadır ve dikkatli bir şekilde yorumlanmalıdır. Sağlıklı kedilerin BAL örneklerinin %25’e varan kısmında eozinofillerin
varlığına rastlanmıştır, ancak bu durum bazı sitopatolojistler tarafındanhalen sorgulanmaktadır.
Bu konudaki bir eleştiri ise sonucun belirlenmesi aşamasında, çalışmada kullanılan instile edilen sıvı hacminin biraz fazla olmasıdır.
SOLUNUM YOLU PARAZİTLERİ
Köpeklerde ve kedilerde parazitizm eozinofilik havayolu ve akciğer hastalıklarına neden olabilmektedir. Köpekgillerde tilkiler infeksiyonun reservuarı olarak rol oynar. Parazitlerin tipleri coğrafik lokasyona bağlıdır, Filaroides spp. (Oslerus osleri, Filaroides hirhti), Crenosma vulpis, Aelurostrongylus abstrusus, Capillaria aerophilia, Angiostrongylus vasorum ve Dirofilaria immitis gibi kalp kurtları. Bunların büyük çoğunluğu hem kedileri, hem de köpekleri etkileyebilmektedir, ancak A.abstrusus özellikle kedi parazitidir ve arakonağa (tipik olarak küçük memeli) gereksinim duymaktadır. Tüm parazitler eozinofilik pnömonitis ve/veya eozinofilik bronşitise
neden olmaktadırlar. D. immitis vakasında, pulmoner eozinofilik granulomatozis gelişebilmektedir.
Eozinofilik pnömoni akciğer içerisine askarid migrasyonu sonucu ikincil olarak şekillenebilmektedir ve genç köpeklerin bir kısmında oluştuğundan şüphelenilmektedir.
Akciğer parazitizminde tanı Akciğer parazitizminin klinik belirtileri hafif bir öksürükten, şiddetli solunum yetmezliği ve kalp yetmezliğine kadar değişebilmektedir ve parazite
göre farklılık göstermektedir. Tanı genellikle parazitlerin varlığının  belirlenmesiyle ortaya çıkmaktadır; kalp kurdu antijen testi, fekal analiz, BAL örnekleri, ancak bazı açılardan bakacak olursak indirekt kanıt tüm bunların parazitizm tedavisinin yapılmasıdır; örneğin şehir tilkilerinin
yüksek yoğunlukta Crenosoma vulpis’e maruz kalması. ,
ASTIMIN BİR SONUCU: PULMONER FİBROZİS
Pulmoner fibrozis interstisyal akciğer hastalığı olarak kabul edilmektedir, köpekte ve kedide en
inandırıcı fibrotik hastalık idiyopatik pulmoner fibrozistir (IPF). Kronik interstisyal akciğer değişimleri torasik radyografi ile belirlenmektedir ve bu durum hiperadrenokortisizm ile birlikte metastazik mineralizasyon, akut ve kronik böbrek yetmezliği ya da doğal olarak yaşlanmadaki değişimler sonucunda ortaya çıkmaktadır, bunların fibrotik yanıtın spektrumunu yansıttığı varsayılmaktadır. İdiyopatik pulmoner fibrozisten etkilenen köpekler ve kediler tipik solunum sistemi hastalığı
belirtileri gösterirler, hastalığın kapladığı alana ve progresyon yüzdesine göre zamanlama ve
şiddeti bağımsızdır. Öksürük, taşipne ve dispne çoğunlukla rastlanılan bulgulardır ve değişen derecelerde egzersiz intoleransı, siyanozis ve senkop ile bağlantlıdır. Sağ taraflı kalp yetmezliği nadir olarak ortaya çıkan bir bulgudur ancak birçoğunda pulmoner hipertansiyon görülür. Köpeklerde bu durum genellikle  orta yaşlı ve yaşlı West Highland White Terrier’lerde görülmektedir,
ancak diğer terriyer ırklarında da rapor edilmiştir. Kedilerde akciğer değişimleri kronik inflamasyon ile ilişkili kedi astımını göstermektedir, buna rağmen bu bağlantı tam olarak doğrulanamamıştır. Radyografik değişimleri en iyi şekilde” interstisyal” olarak tanımlarsak, çoğunlukla pulmoner fibrozisten şüphe edilir. Buna rağmen, özellikle interstisyal akciğer paternlerinin
ve fibrozisin belirlenmesinde en  önemli şaşırtıcı faktör radyografik kalite ve yorumunun temelinden
kaynaklanmaktadır. Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi (HCRT) torasik görüntülemenin
kalitesini, hakiki interstisyal akciğer paternlerinin belirlenmesini arttırmakta, ancak uygulanabilirlik,
fiyat ve yorumlanması uzmanlık gerektiğinden kullanımı sınırlı olmaktadır. Tedavi IPF’de çok az fayda sağlamaktadır, ancak prednizolon denenmesine eğilimleri vardır. Kronik bronşitis veya aktif inflamasyon oluşan durumlarda yanıt gösterebilir, durum fibrozis kaynaklı değilse, herhangi bir tepki görülmemektedir

Yorumlar

  1. Su Perisi dedi ki:

    Elinize sağlık

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


Yukarı Çık